Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesi

Tarih : 26.09.2000

Esas No : 2000/5121

Karar No : 2000/6113

Bir tüzel kişinin üst düzey yöneticileri, prim borçlarından, işveren tüzel kişi ile birlikte müteselsilen sorumlu olmakla birlikte, salt şirket yönetim kurulu üyeliği, kişiyi, prim borcundan sorumlu tutmak için yeterli olmayıp, şirketin karar vermesi ve işlemlerinin yürütülmesinde görevli ve yetkili kılınmış olması da gerekir.

İstemin Özeti: Davacı, ödeme emirlerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerin ve istenilmiş, davacı de duruşma talep edilmiştir.

Karar:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının temyiz itirazlarının yerinde bulunmadığından reddine,

2- Davacının temyizine gelince;

Davacının, üst düzey yönetici olarak A.Ş.’ nin; kimi yıllara ilişkin prim borcundan kuruma müteselsil borçlu olduğu kabul edilmemişse de bu sonuç, usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.

Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’ nın 80/ son maddesine göre; bir tüzel kişinin üst düzey yöneticileri, prim borçlarından, işveren tüzel kişi ile birlikte müteselsil sorumludur. Üst düzey yöneticisinden müteselsil sorumludur. Üst düzey yöneticisinden amaç; şirketin karar verme ve işlemlerin yürütülmesinde görev ve yetkili kişiler olduğu tartışmasızdır. Davacının, ilgili A.Ş. Genel Müdürü iken 1986′ da görevden ayrıldığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça belli olmaktadır. Sorumlu tutulduğu yıllar için, 1995 yılında ilişkin borçlu A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliğinden söz edilmekte ise de, davacının, bu yıl için de olsa; yöntemince Yönetim Kurulu üyesi seçilmediği gibi görevi üstlenmediği, ayrıca dosyadaki yazı ve kesinleşen yargı kararı ile ortaya çıkmıştır. Bunun ötesinde, salt bir A.Ş. Yönetim Kurulu üyeliğinin de, işveren şirket prim borçlarından sorumlu tutulmaya yetmeyeceği yasanın hükmü gereğidir.

Mahkemenin belirtilen maddi ve hukuksal olguları dikkate almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına, oybirliğince karar verildi.